Üşüme zamanı
şimdi.
Tir tir titreme
zamanı.
Güneşten
uzaklaştırılan dünyanın çehresinde "soğuk" yaratılıyor sonsuz bir
ustalıkla.
Öyle birden
olmadı bu. Gündüzün geceye dönüşümü gibi ağır ve usul usul.
Yapraklarından
soyunmuş ağaçlar, dallarında kuşlar, küçük başlarını göğüslerine gömmüşler,
kanatlarını sımsıkı kapamışlar uyukluyorlar, soğuk rüzgâr estikçe tüyleri
hafifçe havalanıyor sadece.
Arabaların
çoğunun camları sımsıkı kapalı, sıcak hava üfleyen klimalar camları
buğulandırmış. Apartmanların çatısından yükselen duman, ağır ve yılankavi bir
dalgalanmayla havaya karışıyor. İnsanların ağızlarından çıkan buhar, yaşamın
ilk ve son alameti olan nefesi görünür kılıyor.
Paltolarına,
atkılarına, şallarına sarılıyorlar üşüyenler sımsıkı.
Artık ellerini
ceplerine sokmanın ve ısınmanın sevincini buluyor insan.
Üşümenin en güzel
yanlarından biri, sonunda bir sıcaklık bulup ısınmak.
Soğuk demek sanki
sarılmak demek.
Sokak kedileri
kuytu bir köşede büzüşmüşler, birazdan merhametli bir kalbin getireceği
yiyeceği bekliyorlar sabırla. Bu da iki kalbin birbirine sarılarak ısınması
demek.
Yaz güneşi ne
kadar bunaltıcıysa, kışın ayazı o kadar uyuşukluğun düşmanı.
Hışımla esen
soğuk rüzgârla, hayat silkinip kendine geliyor.
Geceleri, gök,
dondurucu ayazda berrak mı berrak. Ayaz geceler, gökyüzünün önündeki perdeyi
yırtıp atıyor.
Pencerenin bir
sıcak tarafı var artık, bir de soğuk tarafı. Sıcak tarafındaki buğu üzerine kelimeler
yazılıyor. Buğu geçince uçup gidecek kelimeler bunlar, tıpkı hayat gibi,
geçici.
Düşler sıcak
odalardan soğuk caddelere akıyor. Yüzünü asıyor zaman bir kış soğuğunda.
Parmak uçlarından
saç diplerine kadar bir başka hissettiriyor kendini hayat.
Tenha sokaklarda
loş ışıklar halinde dolaşıyor hayat.
Yürümeli, yürümeli, yürümeli, soğukta.
Üşümeli.
Kimi duygular ancak soğukta hayat bulur. Kış meyveleri gibi.
Buz tutan düşüncelerin yegâne şifasıdır soğukta yürümek.
Yürümeli, yürümeli, yürümeli soğukta, eller cepte, gözler
uzaklarda, üşümeli.
Rahatına ve keyfine düşkünlük, eninde sonunda düşkün olduğu
şeyin hışmına uğrar. Cezalar, amellerin cinsine göredir. Alkole düşkün olanın,
en büyük zararı ondan çekmesi gibi.
Kim ki rahatına düşkündür, soğuktan şikâyet üstüne şikâyet
eder, onu düşman beller, kendini soğuktan ve üşümekten sakınır mı sakınır.
Soğuktaki nimetler de sakınır kendini ondan.
Sabahları yürüyüş önerisi yaptığım kişilerin en büyük
itirazı şu olur: "Ama üşüyorum."
İyi ya işte, üşümek için yürümeli.
Soğuk, uyuşuk bedenlerin içine canlılık üfler hâlbuki.
Geçenlerde biri, birine anlatıyordu: "Bir haftadır
havanın nasıl olduğunun farkına varmadığımı anladım. İşten eve arabayla
geliyorum. Kapalı otoparka park ettiğim arabadan iniyorum, gün yüzü görmeden
asansörle daireme çıkıyorum. Aynı şekilde, hiç dışarı çıkmadan evde arabama
binip işyerime gidiyor, arabayı yine kapalı otoparka park edip asansörle
çalıştığım kata varıyorum. Dışarısıyla temas etmeden yaşıyorum."
Ne hazin değil mi?
Keyif ve rahatlık uğruna, hayattan oluyor insan.
Cildine dokunamıyor rüzgâr.
Üşümeyi unutmak, iliklerine kadar işleyen bir histen mahrum
kalmak değil de nedir?
Soğuktan tüylerin diken diken olamaması ne büyük kayıp.
Soğuktan büzülememek ne büyük bir mahrumiyet.
Çünkü soğuğa maruz kalıp üşümeyenler, sarılmayı da
unuturlar.
Üşümeyenler, eninde sonunda üşüyenleri de unutur.
Sıcakta gevşeyen ruhlar soğukta dirileşir hâlbuki. Kışın
ayazında, soğuğun bahçesine açar bazı duygular.
Kar mesela, kışın ayazında yaratılır da lapa lapa yollanır.
Soğukta daha çok düşünür insan üşüyenleri. Sokaktaki
kedilere, köpekleri soğukta daha çok merak eder. Fakir fukaranın hali,
şefkatine daha bir takılır insanın. Altı delik bir ayakkabı soğuk bir kış
gününde delip geçer insanın da kalbini.
İçin için soğukta daha bir sızlar kalpler. Başkaları için
soğukta daha çok atar.
Soğuğu unutmak üşümeyi unutmaya, üşümeyi unutmak kendini
unutmaya, kendini unutmak başkalarını unutmaya götürür insanı.
Üşümeyen, üşüyenlerin halinden anlamaz.
Üşüyenlerin halinden anlamayan, eninde sonunda kendini de
anlamaz.
Kendini anlamayansa, hiçbir şeyi anlayamaz artık.
Mustafa Ulusoy
Çok manidar bir yazıydı.. Çok üşüyen biri olarak hâlime şükrettim :)
YanıtlaSilEyvAllah ablacigim. Rabbim unutturmasin insAllah üsümeyi :)
YanıtlaSil