...
İnsan, insana
muhtaçtır. Paylaşmak, konuşmak, yardımlaşmak, dertleşmek için, herkes birini
arar. Fakat zaman bana gösterdi ki, insanlar fânîdir ve gelir geçer. Hele de
bencileyin ömrünüz uzun olursa eğer, nice sevdiklerinizin göçüp gittiğine şâhit
olursunuz. Yaşanan bu ayrılıklarda gözler yaşarır, gönüller sızlar. Düşünün ki,
Sevgili Peygamberimiz dahî, evlatlarının vefâtıyla hüzünlenmiştir. Fakat şunu
söyleyen de O’dur: "İnsanlardan bir dost edinecek olsaydım, Ebu Bekir'i
seçerdim." Bu söze dikkat etmek lâzım çocuğum. "İnsanlar arasındaki dostum, Ebu
Bekir'dir." demiyor. "Dost edinecek olsaydım…" diyor. Demek ki çok özel, çok
güzel yanları bile olsa, insana dayanıp kalmak doğru değil. Zira insan,
zaaflarıyla var. Zayıf bir dala binen, ağaçtan tez düşer.
O hâlde, sev,
yardımlaş, paylaş, selâmlaş, dertleş; ama dayanma!.. Dayanağın, Hak olsun.
Dostun da… İşte o vakit, gelen de, giden de bir olur. Say ki, sen bir kıyısın,
gelip gidenler dalga... Kimi okşar, kimi vurur, kimi değer geçer… Kimine mest
olursun o dalgaların, kimine sinir… Kimi zoruna gider, kimi hoşuna… De ki: "Rabbim, şu deryanın sahibi sensin. O hâlde bana, mâhiyeti, şiddeti ve ziyareti
ne şekilde olursa olsun, dalgalarını sevmeyi; fakat her birinin ne de gelip
geçici olduğunu unutmamayı nasip et." Zira dalga bazen bir kişi, bazen bir olay
olur da imtihan bâbından geliverir.
"İmtihan?"
"O, seni
olgunlaştırmak için, Allâh'ın lûtfettiği bir ikramdır. Bazen rahatlık, şenlik,
bolluk kisvesiyle; bazen de can sıkıntısı, zorluk, fakirlik kılığıyla geliverir.
Kimi zaman dostlarla, kimi zaman düşmanlarla imtihan edilirsin. Bazen,
kimsecikler olmaz da, kendi nefsinle boğuşursun. Zannetme ki imtihan olmak, hep
boğuşmaktır. Hayır, bazen çok sever, sevdiklerinle imtihan edilirsin."
...
Neslihan Nur Türk
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder