11 Ekim 2012 Perşembe

Uzun yoldan geliyorum

Uzun yoldan geliyorum
Kelimelerin bittiği, sözün tükendiği yerden
Kirpiklerimle göğün tozunu eliyorum
Geçmişim hem yârdan, hem serden

Uzun yoldan geliyorum
Bilsen nasıl yorgunum
Yüzüne bakmaya yüzüm yok
Hani zaman en iyi ilaçtı?
Zamanın açtığı yaralara devâm yok
Sırtımda yüklü yılların vebâli,
Sana dokunmaya mecâlim yok

Uzun yoldan geliyorum…
Üstüm başım toz içinde
Karşında öyle necis kaldım ki
Sana dair, Senin içinde;
Kendime öyle yabancı bırakıldım ki
Unuttum herşeyi bir bir
Verdiğim sözleri, ettiğim o yeminleri,
Seni bıraktığım o tozlu rafların yerini
Oysa Sen, halâ saklıyordun yaprak yaprak koynunda
Kuru bir salkım leylak çiçeğini

Uzun yoldan geliyorum
Geçmişim bir yığın siyah ve beyaz
Artık karanlık yanımdan aydınlıklar devşiremiyorum
Her mevsim ayaz
Ve ben Sen'sizlikten kırılıyorum
Ve döküntü duvarlarımda yankılanan bir ses duyuyorum
Ey nâs
Gözlerinizden akan ne kan ve ne yaş 
Bildiğin kir ve pas

Uzun yoldan geliyorum
Karanlık, biçilesi bir renk değilmiş gönül libasıma
Gurbet neresi? Bilemiyorum
Neresi sıla?
Varamadan menzile, gidiyorum ha gidiyorum
Bundan gayri bir âhım kalsın istiyorum, uzayan yollarıma

Uzun yoldan geliyorum
Kulaklarımda halâ o buğulu ses, o hüzünlü tını
Bir çocuğun minicik parmaklarıyla dokunurdum Sana
Yer gök maviye bulanırdı
Mavi, o günlerden hatıra kaldı, hatırlasana
Ama dur
Unutan bendim öyle değil mi ya
Hani önce yaslardım yüzümü Sana,
Mis kokunu çekerdim içime ölesiye
Kalbim duracak gibi olurdu hani
Halâ bıraktığım yerdesin ve halâ aynı râyiha

 Uzun yoldan geliyorum
Beni bir tek Sen anladın
Kalemimden kan damlarken
"Takdire şâyân" aclılarım alkışlanırken,
Bana bir tek Sen ağladın
Aynaların ardındaki sır Sen'din
Beni bana yalansız bir tek Sen anlattın

Uzun yoldan geliyorum
Son tâkatimde, elim kapının tokmağında
Bileklerimi kanatmış yılların prangaları
Yine Senin mekânındayım, yine Senin otağında
Bu kelâmı öyle özlemişim ki
Işıl ışıl o sarı sayfalarda
Kovma kapından n'olur
Öyle muhtacım ki Sana

Uzun yoldan geliyorum
Ey Muciz'ul Beyân
Ey Kelâm-ı Kebir
Ey Sultanım'ın sonsuzluğa uzanan mukaddes emaneti
Ey Rabbim'in sarsılmaz ve kopmaz ipi

Uzun yoldan geliyorum
Son durağındayım şimdi hayatın
Gözlerimdeki son pırıltı Sen ol istiyorum, kulaklarımdaki son tını
Aks-i sedân yankılansın istiyorum içimin şûristan yamaçlarında
Vefa/sızım, beni affet YA RABBİ…

Zeliha Kırkpınar

4 yorum:

  1. Uzun yoldan geliyorum
    Son durağındayım şimdi hayatın
    Gözlerimdeki son pırıltı Sen ol istiyorum, kulaklarımdaki son tını
    Aks-i sedân yankılansın istiyorum içimin şûristan yamaçlarında
    Vefa/sızım, beni affet YA RABBİ…

    Zeliha Kırkpınar ın yuregıne sağlık ne de guzel kelımeler olmus 2007 de okumustum ilk bu yazısını,okumamıza sebeb oldugunuz ıcın teşekkurler Vakt-i Sükut..Gelincik

    YanıtlaSil
  2. Rica ederim Gelincik.

    Haklisiniz; yazar bircogumuzun gönlüne tercüman olmus adeta. Asil ben tesekkür ederim yorumunuz icin.

    Selam ve dualarimla...

    YanıtlaSil
  3. Yanıtlar
    1. EyvAllah; Okuyan gözlerinize saglik Su perisi.

      Sil