13 Aralık 2012 Perşembe

En hayırlı genç ve en kötü ihtiyar

Yedinci Sualiniz:
خَيْرُ شَبَابِكُمْ مَنْ تَشَبَّهَ بِكُهُولِكُمْ وَشَرُّ كُهُولِكُمْ مَنْ تَشَبَّهَ بِشَبَابِكُمْ (*) hadîs midir? Bundan murad nedir?
Elcevap: Hadîs olarak işitmişim. Murad da şudur ki:..

En hayırlı genç odur ki, ihtiyar gibi ölümü düşünüp âhiretine çalışarak, gençlik hevesâtına esir olmayıp gaflette boğulmayandır.
Ve ihtiyarlarınızın en kötüsü odur ki, gaflette ve hevesatta gençlere benzemek ister, çocukçasına hevesât-ı nefsâniyeye tâbi olur.
Senin levhanda gördüğün ikinci parçanın sahih sureti şudur ki:
Ben başımın üstünde onu bir levha-i hikmet olarak tâlik etmişim.
Her sabah ve akşam ona bakarım, dersimi alırım:


Dost istersen Allah yeter.
Evet, O dost ise herşey dosttur.


Yârân istersen Kur’ân yeter.
Evet, ondaki enbiya ve melâike ile hayalen görüşür
ve vukuatlarını seyredip ünsiyet eder.


Mal istersen kanaat yeter.
Evet, kanaat eden iktisat eder; iktisat eden bereket bulur.


Düşman istersen nefis yeter.
Evet, kendini beğenen belâyı bulur, zahmete düşer;
 kendini beğenmeyen safâyı bulur, rahmete gider.


Nasihat istersen ölüm yeter.
Evet, ölümü düşünen, hubb-u dünyadan kurtulur ve âhiretine ciddî çalışır.

(Mektubat, Yirmi Üçüncü Mektup)
Bediüzzaman Said Nursi

 (*) “Gençlerinizin en hayırlısı, ihtiyarlarınıza benzemeye çalışanlar; ihtiyarlarınızın en kötüsü de gençlerinize benzemeye çalışanlardır.”
Ali Mâverdî, Edebü’d-Dünyâ ve’d-Dîn, s.27; İmam-ı Gazâlî, İhyâu Ulûmi’d-Dîn, 1:142; el-Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, 3:487.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder