18 Temmuz 2012 Çarşamba

Yürek kapılarımız


Eskiler ne derlerdi biliyor musunuz, dostlarım; 
"Oruçlu insan" derlerdi, "önce yürek kapılarını açacak…"

Yani sevecek, hoş görecek, tahammül edecek, 
katlanacak, anlayış gösterecek…

Kendisine açılan eli görecek…

Mahallenin muhtaçlarını fark edecek…

Aile efradıyla barış imzalayacak: 
Eşine, çocuklarına, ana-babasına "haşin" davranmaktan vazgeçecek…

Kısacası yürek kapılarını açacak ve açılan yüreklere girmenin bir yolunu bulacak.

Bundan önce bu köşede yayınlanan "Her yüreğe giden bir yol var" başlıklı yazımızı hatırlıyor musunuz? Hani İngiliz ressam Hunt bir kapı çizmiş, ama kapı kolu koymamıştı. Eleştirmenlere de şöyle demişti: "O bir yürek kapısıdır, yürek kapıları sadece içeriden açılabilir. İşte bu yüzden kapıya kol çizmedim."

Bununla bağlantılı olarak ramazan-ı mübarekte kendimize şöyle bir soru sorabiliriz: 
Sevgi için, dostluk için, kardeşlik için, arkadaşlık için, 
vermek-paylaşmak için kaç yürek kapısını çaldık?..

Kaç kişi bizim yürek kapımızı çaldığı halde açmadık?..

Kaç yürek kapısı açıldı önümüze, kaçı yüreğimize kapandı?..

Kaç kez açtık yürek kapımızı, sevgiye, dostluğa, kardeşliğe?..

Kısacası, kaç yüreğe sığındık?..

Kaç yürek yüreğimize sığındı, dostlar?


Diğer insanlarla barışmak, sevilmeye lâyık olanı sevmek, 
sevilmeye liyakat kesbetmek için acele etmeliyiz: Zira ölüm tepemizde!..

Hiç sevmeden, hiç sevilmeden ölme ihtimalimiz var…

Ki, o "gerçekten ölmek"tir!

Sevilmeyenler gerçekten ölür…

Kapılar kapanır…

Rahmet gitmez olur.

Çünkü her rahmet sevgi kaynaklıdır.

Allah, rahmetiyle affeder bizi.


Ramazan çevremizde bir sevgi çemberi oluşturmanın da fırsatıdır…

Bazı doğru ve güzel alışkanlıklar kazanmanın da…

Kötü bazı alışkanlıklarımızdan kurtulmanın da…


Komşuluk ilişkilerimiz kötü: Eskiden kim ne pişirirse önce komşuya tattırırdı.
Şimdi komşumuzun cenazesi olsa habersiz kalıyoruz.

İftar davetleriyle bu arızayı en aza indirebiliriz.

İş ilişkimiz olanlarla iftar ediyoruz da hayat ilişkimiz olan komşularımızla neden etmeyelim. Birkaç iftarı komşumuza ayırabiliriz.

Unutmayalım dostlarım: Toplumsal barış, aile içi ve apartman içi barışla başlar.

Bu yüzden yürek kapılarımız hep açık kalsın.


Yavuz Bahadıroğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder